Çağlar öncesine uzanan köklü tarihimizi, yeni kuşaklara sevdirmek çok önemli. Kadim coğrafyamızı, genç nesillere tanıtmak paha biçilmez nitelikte. Güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir yelpazede, kuşaklar boyunca tarihe damga vurmuş olayları ibretle okumak, şüphesiz çok önemli bir tecrübe. Kahramanlıklar, fedakârlıklar, dostluk, kardeşlik, inanç, sevgi, aşk, bilgelik, erdem... İsrafil Baran'ın özenli üslubuyla, farklı kültürlerin müthiş zenginliğiyle yoğrulmuş hikâyelerde, Kapadokya'da dilden dile dolaşan efsaneleri bir arada bulabilmek, gençlere hem keyifli bir okuma serüvenini, hem de bilgilendirici bir tecrübeyi bir arada sunuyor.
Katılımı zorunlu olan bir okul pikniğinden sıkılarak uzaklaşan Torpi, Korot ve Sitil yürüyüş bahanesiyle piknik alanından ayrılıp ormana girerler. Ormanın derinliklerinde ise nehir kenarında oturan Mücafora ile tanışırlar. Mücafora kimdir, buraya nasıl gelmiştir? Her birinin zihninde bu sorular yer etse de üzerinde durmazlar. Nehirde oluşan bir girdabın içine atlayan Mücafora'nın ardından aynı girdaba giren üç kafadarın akıl almaz yolculukları bu şekilde başlar. Üç Kafadarın Esrarengiz Yolculuğu. Hülya Bilgen'in kaleminden harika bir yolculuğun satırlarında gezinmek için sayfaları çevirin...